24 Aralık 2014 Çarşamba
implant Uygulanması ve Diğer Cerrahi İşlemler
İmplant (diş ekleme) nedir?
Kısaca implant, eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla basit bir operasyon ile çene kemiğine yerleştirilen yapay diş köküdür. Genellikle titanyumdan çok ileri teknoloji ile üretilirler ve vida şeklinde olurlar. (implant=implantat=implantate=çakma diş=vidalı diş=vida diş)
İmplantlar ile tedavi güvenli ve uzun ömürlü müdür?
Günümüzde piyasa da mükemmele çok yakın, 45-50 yıllık klinik takipleri bulunan implantlar olduğu gibi nispeten yeni implant markaları da bulunmaktadır. Bu konuda daha detaylı bilgiyi diş hekiminiz size verecektir. Ancak günümüzde sağlıklı olarak yapılmış implantların hayat boyu hizmet edeceği kabul edilmekte ve pek çok marka hayat boyu garanti vermektedir.
İmplantlar her diş eksikliğinde kullanılabilir mi?
İster tek diş eksikliği olsun, isterse birden fazla diş eksikliği olsun eğer implant yerleştirmeye uygun miktarda kemik varsa, her diş eksikliği vakası için implant kullanılabilir.
Her hastaya implant uygulanabilir mi?
Dental implant vidaları belirli kalınlığı ve genişliği olan yapılardır. Bu nedenle implant konulması öngörülen bölgede, çene kemiğinin, bu implant vidasını kabul edecek yükseklik ve genişliğe sahip olması gerekmektedir. Var olan kemiğin kalitesi de implant başarısını etkileyen faktörlerden birisidir. Eğer yapılan değerlendirmelerde kemik miktarı implant yapımına müsait değilse yapılacak bir takım kemik ve yumuşak doku greftleme teknikleri ile bölge implant yapımına uygun hale getirilebilir. Hastanın genel sağlık durumu iyi olduğu sürece implant uygulamasını engelleyecek bir üst yaş limiti yoktur ancak büyüme gelişim dönemini tamamlamamış çok genç hastalarda ergenlik çağının tamamlanması beklenmek zorundadır.
İmplant yerleştirilirken acı duyar mıyım?
Uygun anestezi yöntemlerinin uygulanması durumunda kesinlikle hayır. Operasyon genellikle lokal anestezi ile yapılır. Yapılan işlem genellikle diş bile çekiminden daha basit olmaktadır. Genellikle implant'ın yerleştirildiği akşam duyulabilecek hafif ağrılar basit ağrı kesiciler ile giderilebilir. Birçok hasta bu ağrının normal diş çekiminden sonra duyulan ağrıdan farklı olmadığını belirtmektedir ve ertesi gün ağrı kesici bile kullanmamaktadır. Tedaviniz bittiğinde implantların varlığını bile hissetmeyecek kadar rahat olursunuz.
İmplantlar yerleştirildikten hemen sonra protezlerim takılabilir mi?
Hayır. İmplant'ların kemik ile tam birleşmesini (Osteointegration) sağlamak için iyileşme dönemi olan ilk 3-6 ay boyunca implant üstüne gelen yüklerin en aza indirgenmesi gerekir. Ancak doktorunuz bu iyileşme süresinde size uygun bir geçici diş yaparak sizin fonksiyonunuzu iade edecektir.
İmplant yaptırmak istiyorum, toplam tedavi süresi ne kadardır?
İmplant operasyonlarının günümüzde sadece 15 dakika içinde yapılması bile mümkündür ancak tabii ki bu süre yapılacak implant sayısına ve yapılacak bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Genelde birinci operasyondan sonraki 2.ayda implantın üzerine dişler takılarak işlem bitirilir.
İmplantların üzerine protez nasıl yerleştirilir?
İmplantlar üzerine yapılacak protezler hastanın özelliğine göre değişik tipte olabilir. implantlara sıkıca yapıştırılan veya vidalanan tip dişlere sabit dişler diyoruz ki bunlar gerçek diş konforunu sunmaktadır. Ya da kolayca temizlenmesi amacı ile hasta tarafından çıkartılabilecek şekilde de olabilir. Bu tip protezler hareketli protezlerdir. Sizin için en uygun implant ve protez şeklini her iki planlamanın da avantaj ve dezavantajlarını tedaviniz başlamadan doktorunuz size anlatacaktır.
Eksik her diş için 'bir' implant gerekir mi?
Hayır. Eğer eksik diş sayısı 1'den fazla ise implant uygulanacak bölgeye bağlı olarak 2 adet implant 2 ya da 4 diş yerine hizmet verebilir.
İmplant tedavisi nerede ve nasıl elde edilebilir?
Bu tip bir tedaviye başlamadan önce yeterli ve doğru bilgi almanız, her şeyden önce, kendi sağlığınız açısından gereklidir. Bu konuda, yurtdışında doktora tezi yapmış uzmanlarımız size gereken tüm rehberliği verebilecek bilgi birikimine sahiptir. Bunun dışında diş hekimliği fakülteleri de doğru bilgilendirilebileceğiniz kuruluşlardır. İmplant tedavisi uygun yapıldığı takdirde, hastaların yaşam kalitesini arttıran ve yüz güldüren bir tedavi yöntemidir. Bu denli başarılı bir tedavi yönteminden tüm dünya da olduğu gibi ülkemizdeki hastaların da yararlanması gerektiğine inandığımız için, implant tedavisi hakkında bilgi edinmek için yaptığınız başvurulardan herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.
İmplant tedavisinde gözlenebilecek riskler nelerdir?
Ağız içi ya da dışı tüm cerrahi işlemlerde gözlenebilecek risklerin ötesinde bir risk söz konusu değildir. Bunlar erken dönemde enfeksiyon ve protezlerin tamamlanmasından sonraki geç dönemde ise yetersiz ağız temizliğine bağlı enfeksiyonlar şeklinde ortaya çıkabilir. Özellikle erken dönem iyileşmesi sırasında sigara kullanmak enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Ancak implant uyguladığımız hastalarımızı rutin olarak gereken kontrollere çağırdığımız için oluşabilecek en küçük bir problem bile daha başında yakalanmakta ve gereken müdahaleler ile sorunsuz bir iyileşme sağlanabilmektedir. Bu tip tedavilerde hastalarımızdan bir tek isteğimiz haftalık yada aylık olarak tüm kontrollerine gelmeleri ve anlattığımız şekilde hijyen uygulamalarını yapmalarıdır.
İmplant tedavisi hangi vakalarda ne avantajlar sunar?
a) Alt çenede tamamen dişlerini kaybedip tam protez taşıyan hastalar: Bu hastalar protezin hareketine bağlı olarak sürekli ağrıdan (vuruk) ve iyi çiğneyememekten şikayetçidirler. Bu şikayet zaman içinde proteze destek olan kemik dokunun erimesi ile daha da artar hale gelir. Bu tip hastalarda implant tedavisi yukarıdaki tüm şikayetleri ortadan kaldırdığı gibi kemiğin erimesini de durdurmaktadır.
b) Üst çenede tamamen dişlerini kaybedip protez taşıyan hastalar: Üst protezler alt çene protezlerine oranla daha stabil olsalar da protezin damağı kapatan tasarımı tat alma duygusunu azaltıp mide bulantısına neden olabilmektedir.
c) Alt ya da üst çenede dişlerinin bir kısmını kaybetmiş hastalar: Bu hastaların şikayeti kancalarla tutunan protezin çirkin görüntüsü, ya da köprü yapılabilmesi için sağlam dişlerini kestirme zorunluluğu olarak sayılabilir.
d) Tek dişini kaybetmiş hastalar: Bu hastalar tek bir dişin restorasyonu için en az komşu iki dişi feda etmek zorunda olan hastalardır. Tek bir implant'ın yerleştirilmesi komşu dişleri kurtardığı gibi daha estetik ve fonksiyonel sonuçların ortaya çıkmasına da neden olur.
İmplant tedavisinin avantajları nelerdir?
a) Daha iyi çiğneyebilme - her istediğini yiyebilme
b) Daha iyi estetik görünüm
c) Özgüvenin geri kazanılması ile daha mutlu bir sosyal hayat
d) Her şeyi yiyebilmeye bağlı olarak daha sağlıklı beslenme
İmplant muayenesinde neler yapılacak?
Bu muayene sırasında tedaviye uygun bir hasta olup olmadığınızın ortaya çıkması için sizden genel sağlık durumunuz hakkında bilgi alınacak ve çeşitli röntgen incelemeleri ve ağzınızın modellerinin elde edilmesi gerekebilecektir.
Bütün implantlar başarılı mı?
İmplant yerleştirme kararına varırken göz önünde bulundurulması gereken bir çok faktör vardır. Öncelikle hasta sağlıklı olmalı, hastanın iyileşme gücü olmalıdır. Örneğin hasta, kontrol edilmeyen şeker hastası ise yarı-iyileşme komplikasyon yaratabilir. Bu hastalık implantların yerleştirilmesi tamamlandıktan sonra gelişirse de implantların gelecekteki durumlarında komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca hasta muayene edilmeli, hastaya uygun implant ve implantı yerleştirme yöntemi özenle seçilmelidir. İmplantlar diş hekimi tarafından özenle yerleştirilip bakılmasının yanı sıra hastadan da özel ilgi görmelidir. Diş hekimi veya hasta implantlara iyi bakamazsa komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunların yanı sıra çok fazla sigara içen ve fazla alkol kullanan hastalarda implantların başarısı etkilenmektedir.
İmplantların ömrü ne kadar?
implantların ağızda otuz-kırk yıl kadar sorunsuz kaldığı görülmüştür. Fakat implantın ömrü bir çok etkene bağlıdır. Hastanın sağlığı ve implantların iyi bakımı bunların ikisidir. Sonuçta implantlar bir ömür boyu kullanılabilirler. Ömürlerini etkileyen birçok etkeni ve sizin risklerinizi diş hekiminiz size açıklayacaktır.
İmplant yapma kararında yaşlılık etken faktör mü?
Hayır. Sağlık yaştan çok daha önemli bir faktördür. 70-80'lerindeki birçok hastanın cerrahi riskleri daha genç fakat sağlık sorunu olan hastalardan daha azdır. Ayrıca daha yaşlı kişilerin implanta ihtiyacı gençlerin ihtiyaçlarından daha olasıdır çünkü yaşlılarda daha çok diş kaybı olmuştur.
İmplantların vücut tarafından reddedilme riski var mı?
İmplantlar organizma için herhangi bir yan etkisi olmayan maddelerden yapılmış ve yıllardır yoğun araştırmalara tabi tutulmuştur. Bu maddeler genellikle titanyum gibi metaller ve hiç bir zaman canlı bir organizmanın parçası olmayan benzeri diğer maddelerdir. Vücudun bunlara karşı antigen üretip kalp ve böbrek transplantlarında olduğu gibi reddetmesi mümkün değildir.
Kanser riski var mı?
Tıbbi literatürde implantların kansere neden olduğunu gösteren hiç bir bulguya rastlanmamıştır.
İmplantlar estetik amaçlarla kullanılır mı?
İmplantlar genelde estetik nedenlerle kullanılmazlar. İmplantların kullanılmasındaki amaç protez dişlere dayanak vermektir. Ancak implant üstüne uygulanacak dişler estetik dişler kullanarak kozmetik düzeltmeler yapılabilir fakat böyle bir tedaviye başlamadan önce beklentilerinizi tamamı ile diş hekiminize danışmalısınız.
İmplant yerleştirilmesi ne kadar zaman alıyor?
Bu süre, durumunuz, ihtiyaçlarınız ve yapılacak işlere bağlıdır. Bir tek ameliyat 15 dakika ile bir kaç saat arası sürebilir. Bütün bir tedavi bir ameliyatla da bitebilir, bir dizi ameliyat ve randevu da gerektirebilir. İyileşmenin tam olması aylar alabilir.
İmplant yaptırmak için ne kadar izin almalıyım?
Genelde ameliyat günü ve takiben bir iki gün dinlenme tavsiye ediyoruz. Ancak bir ya da 2 adet implant uygulandığında genellikle ertesi gün işe gidebilecek kadar iyi olursunuz. Ameliyat yerinde hafif şişme, ağrı ve morarma olabilir, ama tedavi süresince hiç bir zaman dişsiz kalmayacaksınız. İşten alacağınız izinin uzunluğuna kendiniz karar verebilirsiniz.
20 Aralık 2014 Cumartesi
DİŞETİ HASTALIKLARI
(Periodontoloji - Periodonti)
Dişler düzgün temizlenmediğinde, üzerlerinde ve aralarında biriken yiyecek artıkları bakteriler üretirler. Bakteri plağı dediğimiz bu püremsi birikintiler, diş çürüklerinin ve dişeti iltihaplarının baş sorumlusu olup, zamanla tükürüğün çökelmesi sonucu diş taşlarını oluştururlar. Bakteri plağının içinde üreyen mikroorganizmalar, şekerli gıdaları parçalayarak asit üretirler. Ve bu asit, dişi küçük bir bölgeden başlayıp giderek büyüyen bir şekilde çürütür. Daha ileri safhalarda çekim kaçınılmaz olabilir. Dişeti iltihabının ilk belirtisi dişetindeki kanamalardır. Dişetlerinde renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Dişeti iltihabının neden olduğu diş kayıpları, çürüklerin neden olduğu diş kayıplarından çok daha fazladır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki , Sağlıklı dişeti açık pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer parlak - pütürlü bir görünümü vardır.
Diş eti Hastalığının Belirtileri :
• Diş eti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi dişeti kanamasıdır. Sağlıklı dişeti kanamaz
• Diş etlerinde şişmeler, kızarmalar oluyorsa,
• Diş etlerinde çekilmeler ve açığa çıkan kök yüzeylerinde oluşan hassasiyet oluşuyorsa,
• Dişeti kenarlarında veya dişler arasında, diş taşlarına bağlı olarak oluşan siyah alanlar görülüyorsa,
• Diş ile dişeti arasından iltihap geliyorsa,
• Dişlerde sallanmalar, uzamalar ve dişler arasında açılmalar oluyorsa,
• Ağızda sürekli bir kötü koku ve kötü tat hissi var ise,
geç kalmadan bir dişhekimine muayene olunması gerekir. Neler Dişeti Hastalığına sebep olur?
Dişeti hastalığının temel nedeni bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunan, yapışkan saydam bir tabakadır. Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Plağın bir miligramında 200 ile 500 milyon arasında bakteri bulunur. Bunun yanısıra aşağıdaki faktörler de dişeti sağlığınızı etkilemektedir.
• GENETİK FAKTÖRLER Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ayrıca ağız bakımının kötü olması ile dişeti hastalığının gelişme olasılığı 6 kat daha artar. Ailede dişeti problemi olan bir kişi var ise mutlaka bir dişeti uzmanına siz de muayene olun.
• SİGARA Hepimizin bildiği gibi sigara kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi bir çok önemli rahatsızlıklara sebep olur. Tüm bunların dışında ağız içi mukozası ve dişetleri için de çok zararlıdır. Dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.
• İLAÇ KULLANIMI Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkiler. Bu yüzden bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız lütfen diş hekiminizi uyarınız ve ağız hijyeninize ayrıca önem veriniz.
• HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar.
• STRES Hipertansiyon, kanser gibi pek çok rahatsızlığın nedenlerinden biri olmasının yanında dişeti hastalıklarının da risk faktörlerindendir. Araştırmalar göstermiştir ki periodontal hastalıklarda dahil olmak üzere stres vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır.
• DİŞ SIKMAK VEYA GICIRDATMAK Diş ve dişeti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.
• KÖTÜ BESLENME Vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.
• DİABET-ŞEKER HASTALIĞI Diabet hastaları periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerini bir diş eti uzmanına (periodontolog) yaptırarak ağız hijyenlerine ayrıca özen göstermelidirler.
• KÖTÜ YAPILMIŞ KURON KÖPRÜ VE DOLGULAR Dişetine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler dişetlerinde problem oluşturur.
• Sağlıklı Diş ve Diş etleri
Bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diş taşı ya da tartar olarak isimlendirilen birikintiler oluşur. Plaktaki bakteriler tarafından üretilen toksinler (zararlı maddeler) dişetlerine zarar verir. Toksinler dişetlerinin etrafındaki destek dokularını yıkar, dişlerden uzaklaşır, oluşan periodontal ceplerde daha fazla bakteri plağı birikir. Periodontal hastalık geliştikçe cepler daha da derinleşir. Bakteri plağı dişlerin açığa çıkmış kök yüzeylerine yapışır. Dişlerin kemik desteği yok olur ve tedavi edilmeyen dişler sallanmaya başlar ve sonunda çekilir. Diş eti hastalıklarına neden olan diğer unsurlar nelerdir?
Periodontal hastalıkların ana nedeni bakteri plağı olmakla beraber, diğer unsurlar da dişetlerinizin sağlığını etkileyebilir
Beslenme biçimi ve tütün kullanma ağız sağlığınızı etkilemektedir. Besleyici değeri düşük bir diyet vücudun hastalıklara karşı mücadele gücünü azaltmaktadır. Ayrıca, stres vücudun hastalıklardan korunma kabiliyetini etkileyebilir. Tütün kullananlar, kullanmayanlara göre, dişetlerini daha fazla tahriş etmektedirler. Lösemi, AIDS gibi vücudun savunma sistemini etkileyen hastalıklar dişetlerinin durumunu daha kötü bir hale getirebilir. Kişilerin enfeksiyona çok açık olduğu, kontrol altında olmayan diabet gibi durumlarda dişeti hastalığı genellikle çok daha şiddetlidir ve kontrol altına alınması daha güçtür.
Hamilelik sırasındaki hormon değişimleri, dişetlerinin daha kırmızı, bakteri plağına karşı daha duyarlı bir hale gelmesine neden olur. Erken safhalarında bulunan varolan bir dişeti hastalığı özellikle hamilelik döneminde daha da şiddetlenebilir.
Doğum kontrol hapları, antidepresanlar ve bazı kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkileyebilir.
Genel sağlığınızdaki en küçük değişimleri diş hekiminize bildiriniz.
Dişeti hastalıkları nasıl teşhis edilir?
Diş hekimleri dişetlerinin genel görünümünden şüphelendikleri zaman periodontal sonda adı verilen bir alet ile diş ile dişeti arasındaki dişeti cebinin boyunu ölçerler. Yetişkinlerdeki her ağız içi muayenesinin bir parçası olarak periodontal muayene yapılmalıdır. Dişlerin etrafındaki kemik dokusunu değerlendirmek için röntgen filmler alınabilir.Dişeti hastalıklarından nasıl korunabilir?
Periodontal hastalıkların önlenmesinde önemli rol oynayabilirsiniz. Yaşam boyu dişlerinizi ağızda tutmak için bakteri plağının, diş fırçalaması ve diş ipi kullanılması ve kimyasal ajanlarla düzenli olarak her gün, dişlerden uzaklaştırılması gerekmektedir.
Yukarıda sayılanlara ek olarak diş hekimine düzenli gidilerek kontrollerin yaptırılması son derece önemlidir. Günlük ağız bakımı diş taşlarının oluşumunu en az seviyede tutmakla beraber tamamen önleyememektedir. Bir diş hekimi tarafından yapılacak diş taşı temizliği; sizlerin diş fırçası, diş ipi ile temizleyemediğiniz bölgelerdeki sertleşmiş diş taşlarının ortamdan uzaklaştırılmasını sağlar. Diş taşlarının kaldırılmasına diş taşı temizliği ismi verilmektedir. Diş hekiminizin sizin özel gereksinimlerinize göre kişisel bir ağız bakım planı yapabilir. Bu programla dişleriniz ile dişetlerinize zarar vermeksizin diş fırçalamayı ve diş ipi kullanmayı uygulayabilirsiniz.
Diş hekimini düzenli ziyaret ederek ağız sağlık ürünleri hakkında diş hekiminizden öneriler alabilirsiniz. Piyasada pek çok çeşit diş fırçası, diş ipi, ağız gargaraları ve dişler arası temizleyicileri bulunmaktadır. Diş hekiminiz size en uygun olan ürünleri seçmenizde yardımcı olacaktır.
Dişeti hastalıklarının erken safhalardaki tedavisi genellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır. Dişeti hastalıklarının erken safhalarında uygulanan bu işlemler genellikle yüz güldürücü sonuçlar için yeterli olmaktadır.
Daha ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahalenin amacı; derin ceplerdeki diştaşlarını ve hastalıklı dokuları ortamda uzaklaştırarak iyileşmenin olabilmesi için kök yüzeylerini düzleştirmek ve dişetlerine kolay temizlenebilmesi için şekil vermektir.
Tedavilerden sonra periodontal hastalar periyodik olarak görülmelidir. Periodontal tedavi ile elde edilen olumlu sonuçları korumanın tek yolu dişlerin fırçalanması, diş ipi ve bakteri birikintilerini ortamdan uzaklaştıran kimyasal ajanların düzenli olarak kullanılmasıdır. Ve en önemlisi diş hekiminin önerdiği aralıklarla kontrolünüzü yaptırmaktır.
Periodontal Tedavileri Kimler Yapar?
Tüm diş hekimleri periodontal hastalıkları tanımlayıp erken dönemdeki dişeti hastalıklarını tedavi edebilirler. Bazı diş hekimleri ise ilerlemiş periodontal hastalıkları tedavi edebilecek ek bilgi birikimine ve tecrübeye sahiptirler, bu konuda uzmanlaşmışlardır. Bu bilgi birikimine sahip diş hekimleri periodontist olarak isimlendirilmektedir. Diş hekimi, gerekirse hastalığın bir uzman tarafından tedavi edilmesi gerektiğine inanır ve hastayı bir periodontiste gönderebilir. Periodontal hastalıkların tedavisi ile beraber, dişlerinizin düzenli fırçalanması ve düzenli diş hekimi ziyaretleri ile yaşam boyu sağlıklı dişler korunabilir.
Dişler düzgün temizlenmediğinde, üzerlerinde ve aralarında biriken yiyecek artıkları bakteriler üretirler. Bakteri plağı dediğimiz bu püremsi birikintiler, diş çürüklerinin ve dişeti iltihaplarının baş sorumlusu olup, zamanla tükürüğün çökelmesi sonucu diş taşlarını oluştururlar. Bakteri plağının içinde üreyen mikroorganizmalar, şekerli gıdaları parçalayarak asit üretirler. Ve bu asit, dişi küçük bir bölgeden başlayıp giderek büyüyen bir şekilde çürütür. Daha ileri safhalarda çekim kaçınılmaz olabilir. Dişeti iltihabının ilk belirtisi dişetindeki kanamalardır. Dişetlerinde renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Dişeti iltihabının neden olduğu diş kayıpları, çürüklerin neden olduğu diş kayıplarından çok daha fazladır.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki , Sağlıklı dişeti açık pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer parlak - pütürlü bir görünümü vardır.
Diş eti Hastalığının Belirtileri :
• Diş eti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisi dişeti kanamasıdır. Sağlıklı dişeti kanamaz
• Diş etlerinde şişmeler, kızarmalar oluyorsa,
• Diş etlerinde çekilmeler ve açığa çıkan kök yüzeylerinde oluşan hassasiyet oluşuyorsa,
• Dişeti kenarlarında veya dişler arasında, diş taşlarına bağlı olarak oluşan siyah alanlar görülüyorsa,
• Diş ile dişeti arasından iltihap geliyorsa,
• Dişlerde sallanmalar, uzamalar ve dişler arasında açılmalar oluyorsa,
• Ağızda sürekli bir kötü koku ve kötü tat hissi var ise,
geç kalmadan bir dişhekimine muayene olunması gerekir. Neler Dişeti Hastalığına sebep olur?
Dişeti hastalığının temel nedeni bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunan, yapışkan saydam bir tabakadır. Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Plağın bir miligramında 200 ile 500 milyon arasında bakteri bulunur. Bunun yanısıra aşağıdaki faktörler de dişeti sağlığınızı etkilemektedir.
• GENETİK FAKTÖRLER Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ayrıca ağız bakımının kötü olması ile dişeti hastalığının gelişme olasılığı 6 kat daha artar. Ailede dişeti problemi olan bir kişi var ise mutlaka bir dişeti uzmanına siz de muayene olun.
• SİGARA Hepimizin bildiği gibi sigara kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi bir çok önemli rahatsızlıklara sebep olur. Tüm bunların dışında ağız içi mukozası ve dişetleri için de çok zararlıdır. Dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.
• İLAÇ KULLANIMI Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkiler. Bu yüzden bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız lütfen diş hekiminizi uyarınız ve ağız hijyeninize ayrıca önem veriniz.
• HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar.
• STRES Hipertansiyon, kanser gibi pek çok rahatsızlığın nedenlerinden biri olmasının yanında dişeti hastalıklarının da risk faktörlerindendir. Araştırmalar göstermiştir ki periodontal hastalıklarda dahil olmak üzere stres vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır.
• DİŞ SIKMAK VEYA GICIRDATMAK Diş ve dişeti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.
• KÖTÜ BESLENME Vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.
• DİABET-ŞEKER HASTALIĞI Diabet hastaları periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerini bir diş eti uzmanına (periodontolog) yaptırarak ağız hijyenlerine ayrıca özen göstermelidirler.
• KÖTÜ YAPILMIŞ KURON KÖPRÜ VE DOLGULAR Dişetine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler dişetlerinde problem oluşturur.
• Sağlıklı Diş ve Diş etleri
Bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diş taşı ya da tartar olarak isimlendirilen birikintiler oluşur. Plaktaki bakteriler tarafından üretilen toksinler (zararlı maddeler) dişetlerine zarar verir. Toksinler dişetlerinin etrafındaki destek dokularını yıkar, dişlerden uzaklaşır, oluşan periodontal ceplerde daha fazla bakteri plağı birikir. Periodontal hastalık geliştikçe cepler daha da derinleşir. Bakteri plağı dişlerin açığa çıkmış kök yüzeylerine yapışır. Dişlerin kemik desteği yok olur ve tedavi edilmeyen dişler sallanmaya başlar ve sonunda çekilir. Diş eti hastalıklarına neden olan diğer unsurlar nelerdir?
Periodontal hastalıkların ana nedeni bakteri plağı olmakla beraber, diğer unsurlar da dişetlerinizin sağlığını etkileyebilir
Beslenme biçimi ve tütün kullanma ağız sağlığınızı etkilemektedir. Besleyici değeri düşük bir diyet vücudun hastalıklara karşı mücadele gücünü azaltmaktadır. Ayrıca, stres vücudun hastalıklardan korunma kabiliyetini etkileyebilir. Tütün kullananlar, kullanmayanlara göre, dişetlerini daha fazla tahriş etmektedirler. Lösemi, AIDS gibi vücudun savunma sistemini etkileyen hastalıklar dişetlerinin durumunu daha kötü bir hale getirebilir. Kişilerin enfeksiyona çok açık olduğu, kontrol altında olmayan diabet gibi durumlarda dişeti hastalığı genellikle çok daha şiddetlidir ve kontrol altına alınması daha güçtür.
Hamilelik sırasındaki hormon değişimleri, dişetlerinin daha kırmızı, bakteri plağına karşı daha duyarlı bir hale gelmesine neden olur. Erken safhalarında bulunan varolan bir dişeti hastalığı özellikle hamilelik döneminde daha da şiddetlenebilir.
Doğum kontrol hapları, antidepresanlar ve bazı kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkileyebilir.
Genel sağlığınızdaki en küçük değişimleri diş hekiminize bildiriniz.
Dişeti hastalıkları nasıl teşhis edilir?
Diş hekimleri dişetlerinin genel görünümünden şüphelendikleri zaman periodontal sonda adı verilen bir alet ile diş ile dişeti arasındaki dişeti cebinin boyunu ölçerler. Yetişkinlerdeki her ağız içi muayenesinin bir parçası olarak periodontal muayene yapılmalıdır. Dişlerin etrafındaki kemik dokusunu değerlendirmek için röntgen filmler alınabilir.Dişeti hastalıklarından nasıl korunabilir?
Periodontal hastalıkların önlenmesinde önemli rol oynayabilirsiniz. Yaşam boyu dişlerinizi ağızda tutmak için bakteri plağının, diş fırçalaması ve diş ipi kullanılması ve kimyasal ajanlarla düzenli olarak her gün, dişlerden uzaklaştırılması gerekmektedir.
Yukarıda sayılanlara ek olarak diş hekimine düzenli gidilerek kontrollerin yaptırılması son derece önemlidir. Günlük ağız bakımı diş taşlarının oluşumunu en az seviyede tutmakla beraber tamamen önleyememektedir. Bir diş hekimi tarafından yapılacak diş taşı temizliği; sizlerin diş fırçası, diş ipi ile temizleyemediğiniz bölgelerdeki sertleşmiş diş taşlarının ortamdan uzaklaştırılmasını sağlar. Diş taşlarının kaldırılmasına diş taşı temizliği ismi verilmektedir. Diş hekiminizin sizin özel gereksinimlerinize göre kişisel bir ağız bakım planı yapabilir. Bu programla dişleriniz ile dişetlerinize zarar vermeksizin diş fırçalamayı ve diş ipi kullanmayı uygulayabilirsiniz.
Diş hekimini düzenli ziyaret ederek ağız sağlık ürünleri hakkında diş hekiminizden öneriler alabilirsiniz. Piyasada pek çok çeşit diş fırçası, diş ipi, ağız gargaraları ve dişler arası temizleyicileri bulunmaktadır. Diş hekiminiz size en uygun olan ürünleri seçmenizde yardımcı olacaktır.
Dişeti hastalıklarının erken safhalardaki tedavisi genellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır. Dişeti hastalıklarının erken safhalarında uygulanan bu işlemler genellikle yüz güldürücü sonuçlar için yeterli olmaktadır.
Daha ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahalenin amacı; derin ceplerdeki diştaşlarını ve hastalıklı dokuları ortamda uzaklaştırarak iyileşmenin olabilmesi için kök yüzeylerini düzleştirmek ve dişetlerine kolay temizlenebilmesi için şekil vermektir.
Tedavilerden sonra periodontal hastalar periyodik olarak görülmelidir. Periodontal tedavi ile elde edilen olumlu sonuçları korumanın tek yolu dişlerin fırçalanması, diş ipi ve bakteri birikintilerini ortamdan uzaklaştıran kimyasal ajanların düzenli olarak kullanılmasıdır. Ve en önemlisi diş hekiminin önerdiği aralıklarla kontrolünüzü yaptırmaktır.
Periodontal Tedavileri Kimler Yapar?
Tüm diş hekimleri periodontal hastalıkları tanımlayıp erken dönemdeki dişeti hastalıklarını tedavi edebilirler. Bazı diş hekimleri ise ilerlemiş periodontal hastalıkları tedavi edebilecek ek bilgi birikimine ve tecrübeye sahiptirler, bu konuda uzmanlaşmışlardır. Bu bilgi birikimine sahip diş hekimleri periodontist olarak isimlendirilmektedir. Diş hekimi, gerekirse hastalığın bir uzman tarafından tedavi edilmesi gerektiğine inanır ve hastayı bir periodontiste gönderebilir. Periodontal hastalıkların tedavisi ile beraber, dişlerinizin düzenli fırçalanması ve düzenli diş hekimi ziyaretleri ile yaşam boyu sağlıklı dişler korunabilir.
Etiketler:
birincidiş,
dişeti,
hastalık,
Reyhan Ülgen,
sağlık
14 Aralık 2014 Pazar
DİŞ BEYAZLATMA (BLEACHING)
Diş beyazlatma dişlerin yapısında (mine ve dentin tabakasında)
oluşan renklenmeleri giderme işlemidir. Şu anda bilinen iki değişik diş
beyazlatma yöntemi vardır. Bunlardan ilki hastanın kendi başına
uygulayabileceği bir yöntemdir, aşamaları şöyledir:
- Hekimin ağızdan
ölçü alıp, dişlerinizin üzerine takabileceğiniz ince lastik kalıpları
hazırlatması,
- Hastanın kendisi
için hazırlanmış özel kalıbın içerisine ilaç yerleştirerek bu kalıbı
beyazlatılacak dişlerin üstüne günde en az 6 - 8 saat takması (tercihen
uykuda),
- Tedavinin
ortalama 1 - 4 hafta içinde sonlandırılması.
İkinci diş beyazlatma yöntemi ise klinikte bir hekim tarafından
yapılan diş beyazlatmadır ki aşağıdaki şekilde uygulanır:
- Beyazlatıcı ilaç
bu işlem hakkında deneyimi olan bir hekim tarafından diş üzerine
yerleştirilir.
- İlgili dişin
üzerine beyaz renkli ışık kaynağı belli bir süre tutulur.
- İşlem bittiğinde
sonuç hemen gözlenir.
Her iki
yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renklenmenin derecesine, diş beyazlatma
tedavisinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve hekimin görüşüne
bağlıdır.
Bunun
bir çok sebebi olabilir. En yaygın olanları; yaşlılık, dişleri boyayan
maddelerin (kahve, çay, kola, sigara vb.) tüketimi, travmalar, eski protezler,
kaplamalar, dolgulardır. Dişlerin
oluşumu boyunca kullanılan antibiyotik (tetracycline) veya aşırı florit
tüketimi de dişlerde renklenmelere yol açabilir.
Bu durum
dişin yapısından ileri gelebileceği gibi dış etkenlerin boyaması ile, gelişim
çağında alınan antibiyotik ya da florür sebebi ile, yaşlılıkla, dişe gelen bir
darbe sebebi ile de olabilir.
Hemen
hemen herkese! Ancak, tedavinin etkili olamayacağı bazı durumlar vardır.
Dişhekiminiz tam bir ağız içi kontrol ve teşhisi ile dişlerin bu işlem için
uygun olup olmadığını belirleyecektir. Dişleriniz sağlıklıysa daha beyaz ve
doğal gülümseme için ideal bir çözümdür.
Hayır!
Ağız sağlığı teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde dişleriniz çok kısa bir
sürede, güvenli ve etkin olarak beyazlatılabilmektedir.
Evet!
Yapılan araştırmalara göre, dişlerin beyazlatılması diş hekiminizin gözetimi
altında yapılırsa son derece etkin ve güvenlidir. Dişler ve diş etleri hiçbir
şekilde zarar görmez.
Genelde,
ilk uygulamada beyazlama başlar. Ancak, ideal görüntüye ulaşmak için,
uygulamanın 10 – 14 gün devam etmesi gerekir.
Dişler
her zaman için eskisinden daha beyaz olacaktır. Ancak, hastaların alışkanlık ve
ağız bakımına bağlı olarak yılda bir – iki kez pekiştirme tedavisi gerekebilir.
- Kullanılan
ilacın markası ve içeriği
- Bu konuda
deneyimli bir hekim tarafından tedavinin yürütülmesi
- İlacın
kullanılma şekli ve tedavi süresi
Eğer
sigara içiyorsanız lastik kalıp ağzınızda iken sigara içemeyeceksiniz (ev
ağartması için geçerli).
Tedavi'nin
sürsince hafif soğuk sıcak hassasiyeti
Etiketler:
Adeziv sistem,
ağız kokuları,
birincidiş,
bleaching,
bonding,
botox,
diş hekimliği,
estetik,
home bleaching,
İNLEY-ONLEY,
Laminate Venerler,
office bleaching,
Reyhan Ülgen,
yaprak porselenler
ESTETİK DİŞ HEKİMLİĞİ NEDİR ?
ESTETİK DİŞ
HEKİMLİĞİ NEDİR?
Göze hoş görünen dişler ve sağlıklı diş etleri olan
bir ağız kişinin yaşamına pozitif izlenimler katar. Kişinin sadece genç
görünmesini değil kişinin kendine güvenini ve saygısını kazandırır. Kısaca
güzel ve pozitif bir gülüş hayatınızı değiştirebilir.
Estetik diş hekimliği, bilim, teknoloji ve sanatın
karışımıdır. Tek amacı da "kişisel ve doğal güzelliği" yakalamaktır.
DİŞ BEYAZLATMA (BLEACHING)
Beyaz dişler sağlıklı, temiz ve bakımlı kişiliğin simgesidir. Zaman geçtikçe
dişleriniz belli derecelerde sararmaya başlar. Tabi ki içtiğiniz çay, kahve,
sigara, kırmızı şarap renk değişimini hızlandırır. OFFICE BLEACHING SİSTEMİ
Diş beyazlatma için çok değişik ürünler mevcuttur. Bizim önerimiz doktor kontrolünde beyazlatma işlemini yaptırmanızdır. Günümüzde beyaz dişlere kavuşmak klinik ortamında 1-2 saat içinde mümkün olmaktadır. Öncelikle diş taşı temizliği yapılır.
HOME BLEACHING SİSTEMİ
Home Bleaching Sistemi beyazlatmanın başarılı olabilmesi için öncelikle hekim tarafından diştaşı temizliği yapılmalıdır. Dişlerin tüm yüzeylerinin temizliğinden sonra, ağızdan alınan ölçülere göre ( kişiye özel olarak ) laboratuvarda saydam plastik bir taşıyıcı kalıp ( plak ) hazırlanır. İyi üretilmiş bir plakta diş beyazlatma jeli için özel yerler ayrılmıştır. Set halinde şırıngalarda sunulur ve taşıyıcı kalıpta hazırlanmış olan bu özel yerlere sıkılarak ağıza uygulanır. Günde ortalama 6-8 saat ( tercihen uykuda ) takılır. Dişlerinizde daha önce yapılmış olan dolgular ve kaplamalar bu sekilde beyazlatılamazlar, renkleri aynı kalır. . .
Beyazlatma işlemi herkese uygulanabilirmi ?
Hemen herkese beyazlatma tedavisi uygulanabilir. Ancak hamile ya da emziren anneler ile çocuklarda yeterli araştırmalar olmadığından kliniğimizde bu hastalara beyazlatma tedavisi uygulanmamaktadır. Yaklasik %10 luk bir hasta grubunda başarı elde edilemeyebilir.
Neden bazı insanların dişleri gri ya da koyu sarı renkli ?
Dis rengi aynı göz ya da ten rengi gibi kişiden kişiye farklılık gösterir. Diş rengini etkileyen bir çok faktör vardır. Bunlar : Kalıtımsal etkenler, dış etkenlerin ( çay, kahve, sigara gibi ) boyaması, gelişim çağında alınan antibiyotik ya da florür , yaşlılık, beslenme tarzı , dişe gelen bir darbe olabilir.
Dişler beyazlatmadan sonra eski haline geri dönermi ?
Beyazlatma tedavisi uygulanan hastalarin %75'inde geri dönüş görülmemektedir. Ancak değisim olduğunu söyleyen %25'lik grupta 6 ayda bir yalnızca bir gece uygulama yaparak, ilk uygulama sonrası ortaya çıkan beyazlık tekrar elde edilmektedir.
Tedavi süresince nelere dikkat etmek gerekir ?
Beyazlatma işlemi süresince, dişlerde renkleşmelere yol açabilen gıdalar ( çay-kahve. . . gibi ) tüketilmemelidir. Tedavi sırasında en sık görülebilen hassasiyet problemi gelişen ilaçlar sayesinde oldukça azalmıştır. Hastaların %5 - 15'inde görülebilen hassasiyet en çok soğukta kamaşmalar olarak tarif edilmektedir. Ancak bu sorunlar, bir kaç gün içinde ortadan kalkar.
Adeziv sistem (bonding) nedir?
Dişin rengini veya şeklini değiştirmek, büyütmek ya da bir kusurunu tedavi etmek amacıyla dişe yapılan ilavelerdir.
Bonding, günümüzde en çok ve en son uygulanan koruyucu dişhekimliği işlemlerinden biridir. Çoğu durumda, en az miktarda diş kaybı ile bu işlem gerçekleştirilir.
Bu sistem uygulanırken ağrı hissedilir mi?
Hayır! Pek çok durumda, dişi uyuşturmaya bile gerek duymadan bu işlem uygulanabilir.
Doğal görünür mü?
Evet! Kozmetik dişhekimliğinde yetkin bir dişhekimi tarafından yapıldığında doğal görünür.
Adeziv sistem uygulanan dişlerde zamanla renk değişimi olur mu?
Mikrofil ajanlar, en ileri tekniklerle elde edilmiş olup, hemen hemen diş yapısıyla aynı özellikler taşırlar ve ancak normal dişler kadar renk değiştirirler. Yüzey pürüzlülüğü, cilalama ile en aza indirildiğinde lekelenmeye karşı dayanıklılığı artar. Dış faktörlerin sebep olduğu (sigara, çay, kola, kahve vb. ) olası lekelenmeler ise, rutin diş muayenelerinde giderilebilir.
Bu sistemin uygulandığı dişler özel bir bakım gerektirir mi?
Bu konuda bazı sınırlamalar mevcuttur. Çok sert nesneleri (buz, şeker gibi) ısırmaktan kaçınmalıdır. Ayrıca tırnak yeme gibi olumsuz alışkanlıklardan uzak kalınmalıdır.
Bir adeziv sistemin ömrü ne kadardır?
Bu süre, kullanılan malzemenin kalitesine ve dişhekiminin becerisine bağlıdır. Son teknoloji ile üretilen malzemelerin ömrü 5 ila 10 yıldır. Bonding (adeziv sistem) uygulanmış bir dişe, daha sonra yeniden bir bonding işlemi yapılabilir.
Bu işlem pahalı mıdır?
Genellikle diğer estetik işlemlere göre daha ekonomiktir. Ücreti belirleyen faktör, kullanılan malzeme ve seçilecek tedavi türüdür.
Tedavi süresi ne kadar dır?
Size, güzel ve kendinizden emin bir gülümseme armağan edecek olan bu işlem için pek çok kez bir seans (15 dakika - 1 saat) yeterlidir. Uygulanacak seans sayısı, yapılacak işleme göre değişir.
Bu işlem herkese uygulanabilir mi?
Evet! Hemen hemen bütün yaş gruplarına bu tedavi metodu uygulanabilir. Çocuklar, ergenlik çağındakiler, yetişkinler ve yaşlılar görünüşlerini ve gülümsemelerini bu metot sayesinde daha da güzelleştirebilirler.
Laminate Venerler (yaprak porselenler)Nedir?
Laminate porselenler özellikle ön grup dişlerde kullandığımız çok ince seramik materyallerdir. Dişlerinin şeklinden ve renginden memnun olmayan, kırık, aşınmış, üst üste binmiş dişlere sahip olanlarda, diestema dediğimiz dişleri arasında aralık bulunan kişilerde uygularız. En önemli özelliği dişlerin ön yüzeylerinde ortalama 0.5-0.8 mm. lik bir aşındırma yapılarak dişin hazırlanmasıdır. Dolayısıyla yapılan porselen çok ince ve kırılgandır. Ancak yapılan araştırmalar göstermiştir ki, dişe travma geldiğinde diş kırıldığı halde laminate porselenle diş birbirinden ayrılmamıştır.
Porselen laminateler "günümüz adhesive teknikleri" denilen çok özel bir teknikle dişe yapıştırılırlar. Peki nasıl oluyor da bu kadar kırılgan ve ince bir porselen böyle güçlü bir yapı gösteriyor? İşte burada bilim-teknik-sanat üçlüsü devreye giriyor. Laminate porselen yapıştırıldıktan sonra diş minesiyle aynı fiziksel özellikleri gösteriyor. Bu söylediklerimiz dişlerin aşındırılması, ölçü alınması, laminatelerin yapım aşamaları ve yapıştırılması çok hassas ve titiz bir şekilde hazırlanan porselenler için geçerlidir. Aksi takdirde olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir. Bugün laminate porselenler adhesive ve bonding teknikleri içinde estetikte diş hekimliğinin geldiği son noktadır.
Ön değerlendirme
Bu randevuda hastanın, problemleri, ihtiyaçları, beklentileri dinlenir. Hastanın beklentileri önemlidir çünkü gerçeküstü beklentiler hastayı hayal kırıklığına uğratır. Hasta özellikle konuşturularak diş-çene-yüz ilişkileri değerlendirilir. Bu randevuda ağız içi, dışı ve yüz fotoğrafları alınır. Rahat konumdayken dudak kapanış ve gülümseme fotoğrafları çekilir. Ayrıca alt-üst çene modelleri elde edilir. Dişlerinin renk kaydı alınır. Hastadan panaromik film denilen tüm diş ve çene röntgeni alınır.
Tedavi seçeneği
Bu aşamada elde edilen veriler değerlendirilir ve tedavi seçenekleri sunulur. Hastayla beraber ağız modeli ve fotoğrafları değerlendirilir. Hastanın beklentileri doğrultusunda olabilecek son hali tartışılır. Günümüz teknolojisiyle son hali görüntüleri bilgisayar ekranında gösterilebilir.
Tedavi Planı
Bu aşamada hastayla beraber en uygun tedevi planı kesinleştirilir. Aslında her diş doktoru hastasına en uygun tedavi planını sunmak ister. Ancak doktorunuzu kısıtlayan bazı etkenler olabilir(hastaların sosyo-ekonomik düzeyleri, kültürel yapıları gibi). Bu durumda diş doktoru hastasıyla son durumun tedavi ve estetik düzenleme sonucu nasıl olması gerektiğini anlatır.
Laminate porselenlerin iki önemli avantaji vardır.
1- tamamen dişin minesini taklit ederler. Diş minesine ışık geldiğinde ışığı absorbe eder. Geri yansıtmaz. Buna translusensi denir. Minenin karakteristik özelliğidir. Laminate de ışık geldiğinde mine gibi absorbe eder ve minenin doğal rengi, dokusu, parlaklığı hissedilir.
2- Renk değişmezliği. Diğer bonding materyalleri zaman içersinde içtiğiniz çay, kahve, sigara ile rengi değişir. Laminate bir seramik türü olduğundan dolayı ve içerdiği cam partiküllerinden dolayı yüzey rengi değişmez ve pürüzsüz kalır.
Laminate Porselenler Kimler İçin Uygundur?
- Ön grup
dişlerinde ufak kırık, çentik ya da form bozukluğu olan kişilerde
- Dişlerinin
renginde bozukluk olan ya da renginden memnun olmayan kişilerde
- Dişlerinde
tetrasiklin ya da aşırı flor alınması sonucu oluşan lekelenmelerde
- Travma
ya da kanal tedavisi sonucu renk değişikliği olan dişlerde
- Ön grup
dişleri aralıklı olan kişilerde
Bu aşamada gerekirse anestezi yapılabilir. Amaç olabildiğince en az kesim yapmaktır. Vakaya göre değişmekle beraber 0. 5 mm. ile 1. 00 mm. arasında kesim yapılır. Ayrıca eşit kalınlıkta laminate yüzeyi elde etmektir ve kesim o doğrultuda yapılır. Bazen dişlerin doğal konumları o kadar geridedir ki dişte kesim yapılmasına gerek kalmayabilir.
Ölçü alınması
Laminate porselenlerin ölçüleri çok hassas tekniklerle ve hassas ölçü maddeleriyle alınır. Ölçü alındıktan sonra laboratuarda modelleriniz elde edilir. Teknisyen ve doktorunuz bu aşamada beraber konsultasyon yaparlar. Ölçü alındıktan sonra laminatelerinizin takılmasi 1 ila 2 hafta arasında değişecektir.
Geçicileriniz
Dişleriniz kesildikten sonra ön bölgede pürtüklü yüzeyler hissedeceksiniz. Ayrıca dilinizle çıkıntılı ya da köşeli alanlar hissedebilirsiniz. Dişinizin ön yüzeyindeki minesi azaltıldığı için bazı durumlarda hafif sıcak-soğuk hassasiyeti hissedebilirsiniz. Bu nedenlerden dolayı bekleme süresi içinde size geçici laminateleriniz takılır. Bu laminateler kompozit materyalinden yapılır.
Laminate porselenlerin yapıştırılması
Laminateleriniz yapıştırılmadan önce herşeyin istenildiği gibi olup olmadığını anlamak için bir prova yapılır. Bazen laminateleriniz ideal şekilde olduğu halde doktorunuz bazı değişiklikler yapmak isteyebilir.
Porselen laminatelerin gerçek rengi ancak yapıştırılacak simanla ortaya çıkar. Laminateler çok ince olduğundan prova sırasında yapıştırılmadığı için tam net rengini göremezsiniz. Bu durumda başta kararlaştırdığınız rengi doktorunuz size ancak laminateleri yapıştırdıktan sonra gösterecektir. .
Laminate porselenlerinizin bakımı
Laminate porseleninizle dişin dişetine yakın kısmında kesinlikle bakteri plaklarının birikmesine izin vermemelisiniz. Zaten gerek klinik gerekse laboratuar aşamasında doktorunuz bu bölgeye çok önem vermiştir. Siz de biraz daha özenle bu bölgeyi fırçalayarak korumalısınız. Aksi takdirde buradaki plak birikimi dişeti iltihabına ve hatta dişeti çekilmesine sebep olacaktır.
Aşırı ve sert kuvvetlerden kaçınmalısınız. Örneğin çeşitli darbeler, devamlı tırnak yeme, ağzınıza darbe gelecek bir spor aktivitesiyle uğraşıyorsanız ağız koruyucu takmalısınız. Eğer gece diş sıkma alışkanlığınız varsa mutlaka doktorunuzun yaptığı koruyucu plakları takmalısınız.
Tabi ki altı ayda bir diş doktorunuza mutlaka görünüp özellikle bakteri plakları oluşup oluşmadığını kontrol ettirmelisiniz.
İNLEY-ONLEY PORSELENLER
Estetiğin bu kadar önemli olduğu günümüzde arka bölgelerdeki amalgam
dolgular çıkarılıp yerine porselen inley dolgular yapılabilir. Tabi porselen
dolguların estetiğin yanında daha sonra sıralayacağımız birçok avantajlari da
vardır.
Porselen dolgular dişe açılan kavite (çürük temizlendikten sonraki boşluk) içine tam olarak yerleştirilen sert, dayanıklı, estetik dolgulardır. Özel simanlarla ya da bondingleme(kimyasal ve çok aşamalı yapıştırma sistemi) yöntemiyle yapıştırılırlar. İnley porselenler sadece dişin çiğneyici yüzeyine yapılan dolgulardır. Onley porselenler ise dişin yan yüzeylerini içine alan daha geniş dolgulardır.
Porselen dolgular dişe açılan kavite (çürük temizlendikten sonraki boşluk) içine tam olarak yerleştirilen sert, dayanıklı, estetik dolgulardır. Özel simanlarla ya da bondingleme(kimyasal ve çok aşamalı yapıştırma sistemi) yöntemiyle yapıştırılırlar. İnley porselenler sadece dişin çiğneyici yüzeyine yapılan dolgulardır. Onley porselenler ise dişin yan yüzeylerini içine alan daha geniş dolgulardır.
İnley - Onley Porselenlerin Avantajları
Porselen dolgular dişte fazla madde kaybı olmaması
amacıyla yapılırlar. Sadece çürük belli kurallar dahilinde temizlenir. Dişin
ölçüsü alınır. Model elde edilir. Laboratuara yollanır. Porselen onleyiniz
laboratuardan geldikten sonra dişe yapıştırılır. Bir çok avantajları vardır. En
önemlileri şunlardır:
- Bildiğimiz kron kaplamalar gibi dişte kesim yapılmaz ve dişte madde
kaybını önler. Sadece çürük temizlenir. Dişte kaybolmuş madde
anahtar-kilit gibi yerine sıkıca yerleştirilir.
- Kompozit dolgular (Diş rengine uygun yapılan dolgular) gibi zamanla
renk değiştirmezler. Porselenden yapıldıkları için renk veren maddeler
üzerine yapışmazlar.
- Sağlam yapıları nedeniyle dişe gelen kuvvetlere karşı dişi korurlar.
- Amalgam dolgular gibi dişte estetik kaybına neden olmazlar. Doğal
görünümdedirler. Aynen dişinizin renginde yapılırlar.
- Yapılmaları için sadece 2 seans gereklidir.
- Yüzeyleri cilalı olduğu için gıda artıkları yapışmazlar. Bundan dolayı
daha hijyeniktirler.
- Porselen oldukları için yapıştırıldıktan sonra kompozit dolgularda
görülebilen "polimerizasyon büzülmesi" dediğimiz küçülme
olmadığı için dişlerde soğuk-sıcak gibi hassasiyetler görülmez,
tekrarlayan çürükler oluşmaz.
- Aşırı madde kaybı olmuş, özellikle kanal tedavisi görmüş dişlerde
adhesive (yapıştırma) sistemlerinden yararlanılarak dişin kaybedilen
kısımları porselen onleylerle yerine konulabilir.
Kuron: Çürük kırık veya başka bir nedenle aşırı madde kaybı olan dişlerin küçültülüp kaplanması işlemidir.
Kuron aşağıdaki durumlarda yapılabilir,
- yeterince
diş desteğinin olmaması durumunda büyük bir dolguyu restore etmek için,
- zayıf
dişlerin kırılmasını önlemek için,
- bir diş
implantına üst yapı olarak,
- kırık,
şekli bozuk veya renklenmiş dişleri kaplamak için.
Bir veya birden fazla diş eksikliğinde, komşu dişlerin küçültülüp, bunlara gelen özel kaplamalardan destek alınılarak ara boşlukların doldurulması işlemidır.
Herhangi bir nedenle diş kaybı meydana geldiğinde komşu dişlerde bu boşluğa doğru hareket başlar. Bunun sonucunda yandaki dişlerde dişeti problemleri, bu boşluğa devrilmeye bağlı kemik kayıpları, estetikte bozulma ve çiğneme kuvvetlerinde değişiklikler meydana gelir. Eğer uzun süre bu boşluk implant yada köprü ile restore edilmezse bu komşu dişlerde de kayıplar olabılır.
METAL DESTEKLİ KURON VE KÖPRÜLER
Altyapı olarak standart metal "quotni-co" veya değerli metal "quotau" alaşımlar kullanılabilir. Altın diş hekimliğinde kullanılan maddeler içinde, diş ve dişeti ile uyumlu en kıymetli malzemelerden birdir. Bu yüzden değerli metal kullanılarak yapılan uygulamalar ile daha sağlıklı ve estetik sonuçlar elde edilir.
METAL DESTEKSİZ FULL PORSELEN KURONLAR
Güçlendirilmiş porselenden yapılırlar. Kuronların görüntüsünü pek çok şey etkilese de en önemlisi ışığa verdikleri tepkidir. Doğal dişler ışığı geçirir. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Metal desteksiz porselen kuronların (full porselen) ışık geçirme özelliklerinden dolayı, derinlik ve canlılıkları daha fazladır böylece doğal dişe en yakın sonuçlar elde edilir.
- Full
porselenler ışığı geçirdiklerinden doğal diş yapısına çok benzer bir
estetik oluştururken, çok iyi yapılmış bile olsa metal porselenlerde bir
donukluk ve yapaylık vardır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde full
porselenler tercih edilir.
- Metal
destekli porselenler bazı ışıklarda (disko, fotoğraf makinası flaşı vb)
ağızda yokmuş gibi koyu renk bir boşluk görüntüsü verirler. Full
porselenler ise aynı doğal diş gibi her türlü ışığı geçirirler.
- Metal
destekli porselenler mekanik olarak dişe yapıştırılırlar. Full porselenler
ise mekanik ve kimyasal olarak dişe tutturulur. Bu yüzden metal
desteklilere göre tutuculukları çok daha yüksektir.
- Alt
yapısında metal olmadığı için kuron - diş eti hizasında koyu renk bir
çizgi olmaz. Daha estetik bir görüntü sağlanır.
- Diş eti
çekildiğinde, full porselenler estetik görünümlerini korurlarken, metal
porselenler diş ile birleştikleri bölgede kötü bir görüntü oluştururlar.
- Alt
yapıda kullanılan bazı metallere karşı (nikel vb. ) oluşabilecek allerji
riski full porselenlerde yoktur.
- Önceden
dişleri kesilmiş kişilere metal desteksiz (metalsiz) porselen kuronlar
uygulanabilir.
Kuronlama işlemi birkaç adımda yapılır. Dişhekiminiz, gerektiği şekilde dişiniz üzerinde hazırlık yapar, çürük kısımları varsa temizlenir ve dişin tam bir modelinin elde edilebilmesi için ölçü alınır. Elde edilen modele göre kuronunuz son halini alacaktır. Kuron tamamen hazır hale geldiğinde, dişhekiminiz gerekli ayarlamaları yaptıktan sonra yerine yerleştirecektir. Siz ve dişhekiminiz, görünüşünden ve konumundan memnun kaldıktan sonra kuron daimi olarak yapıştırılır.
Kuronların bakımı nasıl yapılır?
Dişlerinizi günde iki defa fırçalamalı ve bir defa da diş ipi ile temizlemelisiniz. Bu temizleme işlemi, bakterilerden oluşan plakları ortadan kaldıracaktır. Bu konudaki en önemli nokta diş ve dişetinizin birleştiği bölgedeki plakların temizlenmesidir. Kuronların kırılmasını veya zarar görmesini önlemek için, sert yiyecek ve nesneleri çiğnemekten kaçınmak gerekir. Yine her durumda olduğu gibi dişhekiminizi rutin olarak ziyaret etmeniz, kuronların ömrünü uzatacaktır.
Tamamlanmış bir kuronun görünümü nasıldır?
Dişhekiminizin öncelikli hedeflerinden biri de yapay dişi, doğal dişe mümkün olduğunca benzetmektir. Bunu başarabilmek için renk, şekil, ısırma ve doğal ile yapay dişlerinizin her ikisinin de boyutları göz önüne alınır. Bu faktörlerden herhangi biri görünüşünüzü önemli ölçüde etkileyebilir. Bu işlem sonucunda, nasıl bir görünüm beklediğinizi dişhekiminizle ilk seansta konuşmalısınız.
Köprü veya sabit protez tam olarak nedir?
Bir veya birden fazla dişin kaybı durumunda oluşan boşlukları doldurmak için, komşu dişlerden destek alınması esasına dayanan bir tedavi şeklidir. İki türü vardır;
Niçin köprüye ihtiyaç duyulur?
Daha da önemlisi eksik dişlerin giderilmemesi ağız ve diş sağlığını bozar. Her bir diş, bir diğerini tamamlayacak şekilde tasarlanmıştır. Bir diş kaybedildiğinde, diğer dişler kayıp dişin oluşturduğu boşluğa doğru zaman içinde hareket eder veya eğilirler. Karşı çenedeki diş de boşluğa uzar. Bu alışılmadık diş hareketleri, hem dişte hem de dişetinde gerilimlere yol açar. Bütün bunlara ilaveten, dişeti ve kemik dokularda tahribat meydana gelir. Normal - doğal diş temasları bozulduğu için, dolayısıyla fizyolojik temizlik de engellendiğinden, dişler çürümeye eğilimli hale gelirler.
Kayıp dişler çiğneme ve konuşmayı olumsuz yönde etkiler. Konuşurken bir çok sesi çıkarmaya yardımcı oldukları için düzgün konuşmak eksiksiz bir diş yapısıyla mümkündür. Ayrıca, tek taraflı çiğnemek eklemlere patolojik yük bindirir.
Bir köprü nasıl tutturulur?
Sabit bir köprü, kayıp dişin yokluğundan kaynaklanan boşluğa doğru, yanındaki doğal dişlerden destek alınarak yapıştırılır. Böylece yapay bir diş, kayıp dişin yerini alır. Yapay diş, doğal dişlerin üzerine hazırlanan kuronlara tutturulur.
Köprü işleminde ne tür malzeme kullanılır?
Köprü malzemesi seçilirken, görünüm ve fonksiyon göz önüne alınır. Köprüler zirkonyum,altın alaşımlar, kıymetli olmayan alaşımlar, porselen veya bütün bu malzemelerin kombinasyonundan oluşabilir.
METAL DESTEKSİZ ZİRKONYUM ESASLI KÖPRÜLER
Bu sistemde alt yapı olarak metal yerine beyaz bir alaşım olan zirkonyum kullanılır. Son teknoloji ürünü bu altyapı estetik ve dayanıklılığı birarada sunabilme özelliğine sahip tek malzemedir. Sistemin en büyük avantajı ulaştığı çok yüksek dayanılılıkla arka bölgedeki köprülerde de tam estetik bir görünüm sağlamasıdır.
Yeni zirkonyum alt yapılı porselen kaplamalar diş eti problemi, ve allerji yapmamasının yanında, ışık geçirme özelliği ile dogal dişlere yakın estetik ve fonksiyonu yakalamımızı sağlamaktadır.
Zirkonyum, yüksek ısılara, darbelere dayanıklı, hafif, ısı ve elektrik iletmeyen, ışık geçirebilen bir elementtir.
Ayrıca ağızda tad bozukluğuna, dişeti problemlerine ve ağız kokusuna yol açmayan sağlıklı bir materyaldir.
METAL DESTEKSİZ IPS KÖPRÜLER
Güçlendirilmiş porselenin özel makinalarda sıkıştırılması ile elde edilir. Özellikle ön dişlerde, ışık geçirgenliğinin çok iyi olmasından dolayı tercih edilir. Arka bölge için özellikle çiğneme kuvvetlerine karşı yeterince dayanıklı değildir.
Her Yönden Vücut ve Dişlerle Uyumlu
Kullanıcılar için bazı önemli avantajlarıda bulunmaktadır. Zirkonyum yiyecek artıklarının ve mikroorganizmaların diş yüzeyine tutunma oranını düşürmektedir. Böylece iyi bir ağız hijyeni sağlanmaktadır. Zirkonyum oksit ısıyı iletmez, sıcak ve soğuk yiyecekler aldığınızda dişlerinizde hassasiyet meydana gelmez.
Köprüyü nasıl korumalıyız?
Ağzımızdaki sağlıklı dişleri korumak çok önemlidir. Günde en az iki defa fırçalamamız ve ara yüz temizleyicilerle (diş ipi, özel fırçalar) temizlememiz gerekmektedir. Temizleyiciler, plak olarak adlandırdığımız yapışkan bakteri tabakasının temizlenmesine yardımcı olur. Plaklar dişeti hastalıklarına ve dişlerin çürümesine yol açarlar. Diş veya dişi tutan kemik herhangi bir şekilde zarar görürse diş köprü desteğini kaybedebilir.
Özellikle köprünün etrafını, altını ve doğal dişle olan bağlantı alanlarını özenle temizlemek gerekir. Diş ipi ve özel fırçalar, bu alanlara ulaşmamıza yardımcı olacaktır. Hepsinden önemlisi, dişhekiminizi düzenli olarak ziyaret etmelisiniz. Unutmayınız ki, köprünün planlaması ve kurulması aşamasındaki dişhekimi faktörü, köprünün ömrünü belirleyen en önemli faktörüdür.
10 Aralık 2014 Çarşamba
Yüz Estetiği
Yüz ve diş estetiğini birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir. Bu
nedenle gelişmiş estetik çalışmalarda,
diş estetiğini planlarken, yüz estetiğini de düşünerek birlikte planlama
yapıyoruz.
Beyazlatma, lamina ve kronlarla dişleri güzelleştirirken, dudak veya yüz
dolgusu, gözaltı ışık dolgularıyla o bölgelerde estetik iyileştirmeler yapılır.
Botox uygulaması ile göz çevresindeki, alın veya kaş ortasındaki
kırışıklıklar açılır. Yine Botox ile gülerken dişetleri fazla görünen gummy smile
vakalarında bu görüntü giderilir.
Yüz ve diş estetiğinin bir bütün olarak planlanması, başta İngiltere olmak
üzere dünyada pek çok ülkede olduğu gibi kliniğimizde de yapılmaktadır.
9 Aralık 2014 Salı
Ağız kokulanrından kurtulmak mümkün mü?
Bahçeşehir var olan sağlık yelpazesine yeni ve çok şık bir alternatif diş merkezini ekledi. birincidiş mevcut ortama daha parlak bir ışık olarak geldi. Bu parlak ışık sayesinde gülüşünüz inci gibi ışıldayıp, farklılığını gösterecek. Özel BirinciDiş Merkezi Başhekimi Protez Uzmanı Dr. Reyhan Ülgen merak edilen soruları yanıtladı. Ağız kokusu, yaşayan kişinin sosyal, iş ve özel hayatını etkileyen çok önemli etkenlerden biridir. Ağzı kokan kişi zamanla bunu kafasında büyütüp, kendini toplumdan uzaklaştırarak takıntı haline getirebilir. 10 cm uzaktan ağız kokusu duyulan kişi, 1 metre uzaktan koktuğunu düşünerek, insanlara mesafeli durabilir. Boşanma nedeni Ağız kokusu olan davalar bile vardır. Kişi bir iki kez doktora gidip sonuç alamadıysa ağız kokusuyla yaşaması gerektiğini düşünmemelidir. Çok kapsamlı nedenleri olabileceği için, hasta bıkmadan tıbbın çeşitli uzmanlıklarından diş hekimliğinin çeşitli uzmanlıklarına kadar çözüm yolları aramalıdır. Ağız kokusunu gideren sprey, gargara veya yiyecekler sadece kokuyu baskılar, ortadan kaldırmaz. Ortadan kalkması için etkenin bulunup tedavi edilmesi gereklidir. Örneğin burnunda eğrilik olan kişi rahat nefes alamayacağı için, kulak burun boğaz yollarındaki hava dolaşımı bozulmuştur. Bu da boğazında ve sinuslerinde problemlere neden olmaktadır. Burun eğriliği ameliyatı olarak kulak burun boğaz yollarının sağlığını yeniden kazanmalıdır. Çoğu kişinin şikayeti olan ağız kokusunun nedenleri nedir? Sabahları ağızda hissedilen koku fırça ve ip kullanımıyla geçmiyorsa, diş problemlerinden veya sistemik rahatsızlıklardan kaynaklanıyor olabilir.
Kokuya neden olabilecek diş kaynaklı sorunları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Diş çürükleri ve iltihapları
Diş taşları ve dişeti iltihapları
Dilde oluşan mantar, kıllı dil
Eski veya hatalı yapılmış protez veya köprüler
Sigara
Ağız kuruluğu: Tükürük kokuya neden olan gıda artıklarının temizlenmesinde önemli rol oynar Dişlerin fırçalanmaması: Birikmiş yemek artıkları ve kokulu yiyeceklerin verdiği koku nedeniyle kokuya sebep olur. Kokuya neden olabilecek sistemik rahatsızlıklar nelerdir?
Solunum yolu problemleri: Bademcik, boğaz, sinüs ve akciğer iltihapları
Sindirim sistemi rahatsızlıkları: Gastrid, ülser
Diabet, böbrek rahatsızlıkları gibi diğer problemler
Kişide ağız kokusu problemi varsa neler yapması gerekli? Hasta kendisi dişlerini fırça ve iple temizlemeli, protezlerinin bakımını düzenli olarak yapmalıdır. Diş kaynaklı problemlerde diştaşları temizlenerek ve dişetleri tedavi edilerek dişeti problemleri giderilmelidir. Çürükler ve iltihaplı dişler tedavi edilmelidir. Protezler belirli sürelerle değiştirilmelidir. Sistemik nedenlerden kaynaklanan ağız kokusu problemlerinde ise uzman doktora gidip tedavi ettirilmelidir.
Dişleri fırçalarken ve ip kullanırken neye dikkat etmeliyiz? Orta sertlikte bir fırça kullanmalıyız. Dişle dişetinin birleştiği yere diş fırçasını yerleştirerek, oradaki dişeti oluğu değimiz kısımdan başlayarak, fırçaya fazla kuvvet uygulamadan günde 3 kez dişlerimizi fırçalamalıyız. Dişetinden dişe doğru, hafif dairesel hareketlerle dişlerin ön, arka ve çiğneme yüzeyleri fırçalanmalı ve fırçalama işlemi her dişe 3-4 fırça darbesi gelecek şekilde olmalıdır. Dişler arasında sıkı temas varsa, fırçanın aradaki yiyecek artıklarını çıkarması olanaksızdır ve bu işlem için diş ipi kullanılmalıdır. Diş ipi kullanırken hasta işaret parmaklarına ipi dolayıp, önce bir dişle dişeti arasına ipi yaslayarak çıkarmalıdır. Sonra aynı yere ipi yerleştirip diğer komşu dişe doğru ipi yaslayarak çıkarmalıdır. Hasta hekimin önerisine göre ara yüzleri temizlemek için ?water pik? denen ve ara yüzleri su püskürterek temizleyen aleti kullanabilir. Sürekli olmamak kaydıyla dönemsel olarak ağız gargaraları da kullanılabilir. Çünkü gargaralar normal ağız florasındaki faydalı bakterileri de öldürebilirler.
Diştaşları nasıl temizleniyor? Öncelikle hastanın mevcut diştaşları ?kavitron? dediğimiz elektronik cihazla temizlenir. Sonra dişlerin üzerindeki lekeler ?air flow? dediğimiz karbonat püskürten cihazla çıkarılır ve en son lastikle parlatılır. Bunlar kısa süren ve ağrısız işlemlerdir
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)